Primum non nocere!

Bu yazıda hayvan sahiplerinin özeleştri yapması gereken bir konudan bahsedeceğim. Hayvanları beslemek için önce insanın kendini iyi beslemesi, hayvanın doğasına uygun besinler vermesi ve kıyamam diyip herhangi bir gıdayı vermemesi gerektiğini artık biliyoruz. Kedi ve köpek bakan insanlar bu farkındalık ışığında hareket etmelidir.


Kedi ve köpek besleyenlerde sıklıkla karşılaştığımız hatta mesleğimizin büyük bir kısmını oluşturan noktaya gelelim. Primum non nocere! Yani önce zarar verme. Bu ilke hekimliğin temel ilkelerindendir. Bu hekimler için söylenmiş olabilir. Ancak bu ilke herkesin kendine pay bulabileceği bir ilke. Eğer bir kedi bakıyorsanız önce o hayvana zarar vermemeniz gerekir. Kendinize de aynı şekilde. Bir hayvana zarar vermemeniz için o hayvanın sağlıklı halini bilmeniz, hasta olabileceği noktalara dikkat etmeniz ve en önemlisi doğru beslemeniz gerekir. Kliniklere gelen hastaların çoğu, hayvana bakan kişilerin yanlış beslemesi, dikkatsiz davranışları, umursamaz tavırları yüzünden gecikmiş vakalar olarak karşımıza çıkıyor. Bir şeye değinmek gerekir. Bu hayvanları hayvana bakan kişiler hasta ediyor. Bu çok iddialı bir cümle gibi görünse de bu bir gerçek. Hayatında koklayarak çöpten yemeyeceği gıdayı evde avlanamayan, gidip yemek arayamayan bir hayvanın önüne yemek diye koyarsanız çaresiz bunu yiyecektir. Mesela çikolata. Dünyada çok fazla şeker hastası insan var. Garip bir şekilde çok fazla şeker hastası kedi ve köpek de var. Bunun sebebi nedir?


Biz insanlar beslenme konusunda zevkimize düşkünüz. Yani zararlı da olsa bir gıdayı yeriz. Bu da bir gün hasta olacağımız anlamına geliyor. Bu insanın yanında bir pet hayvanı baktığını düşünelim. Bu hayvan da ya firmaların ürettiği mamadan yiyor ya da ona bakan kişinin yediklerinden. Ona bakan kişi kendini yakıyor ve yanındaki hayvanı da yakıyor. Sadece çikolata verilip açlıktan ölen hayvanlar gördük. Seviyor diye vermişler. Siz bu hayvanı dışarı bıraksanız emin olun o kadar da çikolata sevmediğini anlarsınız. Sokak hayvanları hasta olmuyor genelde. Sizin hayvanının hasta oluyor. Sorun ne ya da suç kimde?
Hayvanları sevmek güzeldir. İnsanın sevgiye de sevmeye de ihtiyacı var. Ama siz ona zarar veriyorsunuz. Sonra bir sürü ilaç, serumlar, günlerce süren tedaviler.. Neden? Bu hayvanı beslemeyi bilmeyen, bakmayı bilmeyen, sırf çok tatlı diye eve alan o bilgisiz ve kendini bu konuda yetkin sanan kişiler yüzünden. Oysa hasta bir hayvan ne kadar mutsuz ve çaresiz görünüyor. Önümüze gelen hayvana ve hasta sahibine bakıyoruz. Her ne kadar bunu söyleyemesek de bu hayvanı nasıl bu hale getirdiniz diye içimizden geçiyoruz. Sorun hayvanın hasta olması. Suç ise hem veteriner hekimlerde hem de hayvana bakan kişilerde. Önce kendimize dönerek şunu söyleyelim. Biz veteriner hekimler hayvanın hasta olmasını mı istiyoruz yoksa hasta olmamasını mı? Hasta olmamasını istiyorsak hayvan sahiplerini bilinçlendirelim. Kimse hayvanın sahibi değildir. Yolda bulup aldınız diye yada 2000 tl ödediniz diye o hayvana, bir cana sahip olmazsınız. Bu hayvanların bir bakıcısı da biz veteriner hekimler. Nasıl besleneceğini, nasıl bir ortamda yaşaması gerektiğini bilmeyen hayvan bakıcılarına anlatmamız lazım. Bu bizim öz eleştirmizdi. Şimdi gelelim hayvana bakan kişilerin yapması gerekene. Bir kere dışarıda yaşayan bir hayvanı eve aldığınızda o artık sizin himayenizde olur. Bütün hayvanların rızkını Allah verir. Siz aldığınızda artık size bir sorumluluk düşmüş oluyor. Bu hayvana zarar vermeden karnını doyurmak, barındırmak. Bunları yapmayacaksınız o hayvanı bunları yapabilecek bir yere, kişiye götürün. Bu vicdani bir karardır. Yapmak zorunda değilsiniz. Aldınız ve hasta olup olmadığını bilmiyorsunuz. Hayvanı bir veteriner hekime götürün. O size talimatlar verecektir. Hayvan iyileştiğinde bakabilecek durumunuz varsa eve alın. Yoksa aldığınız yere geri bırakın. Çünkü sizle kaldıkça avcılığı körelebilir sonra bırakacaksanız avcılığı körelmiş bir hayvanı bırakmış olursunuz. En başta bırakın daha iyi. O sokaktaki sistemi bilir bir şekilde gıdasını bulur.
Bu anlattıklarım yapılması gereken işlerdir. Şu anki pet besleme alışkanlıklarımız benim anlattığım gibi olmadığı için klinikleri hasta hayvanlar dolduruyor. Unutmayalım ki bu hayvanların üzerinde veteriner hekimlerin de, hayvana bakanların da sorumlulukları vardır. Hayvanların fizyolojisini ve davranışlarını bilerek hareket etmek ona zarar vermemenin ilk adımıdır. Umuyoruz ki vicdanen verdiğimiz bu karar bizi güzel sonuçlara ulaştıracak.

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.