Hayvan Sahiplenmek
|İnsanlar hayvanları severler, hayvanların yaşantılarına, kendilerine verdikleri tepkilere göz yumarlar. Çünkü biz biliyoruz ki hayvanlar kendisine zarar vermeyen bir canlıya hiyerarşik olarak ve doğalarının gereği olarak zarar vermezler. İnsanlar da böyledir ancak kendisine zarar vermeyene de zarar verebilirler. Hayvanları o yüzden sahipleniyoruz.Yeri geliyor onu yönettiğimizi, onu kendimize itaatkar ilan ettiğimizi öne sürerek zarar veriyoruz. Ama yeri geliyor hiçbirşey yapmasa da bizim için, sırf yanımızda oldukları için ödüllendiriyoruz. Bize güven veriyorlar.
Başta köpekler ve kediler olmak üzere egzotik olarak nitelendirilen hayvanlar da dahil sahiplenilen bu hayvanlar bahçemize, evimize geliyorlar. Onları besliyoruz, büyütüyoruz. Artık biz bunu yapmazsak bu sokakta ölür seviyesinden bir süre sonra ben o olmazsa ne yaparım seviyesine ulaşıyoruz. Bu etki bizim hayvanseverlik seviyemizin artışıyla ilgili. Hayvanlarla ne kadar çok vakit geçirirsek o kadar yeni şeyler öğreniyoruz. Onlar hakkında öğrendiklerimiz bizi heyecanlandırıyor. Zaten insan öğrendikçe heyecanlanır. Bu heyecan bizi onları sahiplenmeye yönlendiriyor. Ve artık bir hayvan sahibi olmaya başlıyoruz.
Hayvan sahibi olmanın ilk sorumluluğu hayvanın rahat bir yerde barınabilmesi, her öğün yemeğinin verilebilmesi ve hareket alanının bulunması. Temel ihtiyaçları karşılanan hayvansar bizim himayemizde ve kontrolümüzdedir. Zaten siz ona gıda verdikçe ve diğer ihtiyaçlarını karşıladıkça gitmek istemeyecektir. Hayvanlar kendisine gıda verenin ne amaçladığını sorgulayamaz. Çünkü onların beyinlerindeki frontal lobun nsan beyninde bulunan prefrontal lobu bulunmaz. Prefrontal lob muhakeme yeteneği, doğru-yanlışı ayırt etme, sorgulama işlevlerini yerine getiren kısımdır. İnsanı insan yapan ve hayvanlardan ayıran bir bölüm. Hayvanlar bu yüzden ilk aldığınızda vahşi davranır. Sonra bunu deneyerek öğrenme dediğimiz yolla sizden zarar görmedikçe burda kalabilirim şeklinde algılarlar.
Sokaktan aldığınız hayvanlar ortama da artık alıştıktan sonra siz bu hayvanın hasta olup olmadığını, enfeksiyon taşıyıp taşımadığını anlamak için veteriner hekimlere götürmelisiniz. Veteriner hekimler hayvanınızın sağlık kontrollerini yaptıktan sonra aşıları ve parazitler ilaçlarını yapmanızı sizin ve hayvanınızın sağlığı açısından tavsiye ederler. İnsanın manevi kararları maddelere olan sevgisinden çok üstündür. Bu yüzden bu konudaki kararınızı tedbir almak olarak algılayın ve ileride çekeceğiniz manevi sorunlar için kestirme bir yol olarak düşünün. Aşıları da yapıldıktan sonra tüylü bir hayvan sahiplenmişseniz aşılamadan hemen sonra olmayacak şekilde hayvanınızı yıkayın. Aşı hayvanınızın savunma sistemini oyalayacağı için vücut ısısının düşmesi vücut direncini azaltacak ve hasta olacaktır. Bu yüzden yıkamayı hekime sorarak yapın. Bu şekilde okuyunca ne kadar zor bir iş olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak o hayvanın size katacağı manevi rahatlık bunları unutturacaktır.Sonuçta bu sizin doğum gününde çocuğunuza aldığınız bir hediye değil. Bir hayvanı sahiplenmek, onun sorumluluğunu almak size aittir. Sokaktaki hayvanların ne yaptığını kimse bilemez, ancak bahçenizde hayvanın sağlığı sizinle ilgilidir. Etrafınızda koşturan, sizinle kendi türünden bir canlı gibi oynayan bu canlılar bir gün bizim yüzümüzden hasta olsunlar istemeyiz.
Hastalık konusunda da tedbir aldıktan sonra sizin evinizde, bahçenizde yaşayacak yeni üyeniz kimi zaman insanlara sinirlenip ona döndüğünüzde onu sevdiğinizde aldığınız o pozitif enerji, durgun olduğunuz günlerde enerjinizi artıracak o can, sizin için orada duruyor olacak. Sokaktaki stresi yaşamış bu hayvanlar size de gün içindeki stresten nasıl kurtulacağınızı gösterecek. Herşeyi kafaya takmadan, her zaman bir çözüm olduğunu bilerek.