Kedi ve Köpekleri Beslemek (2)

Kedi ve köpekler beslenme konusunda daha önceki yazılarımızda bir giriş yapmıştık. Kedi ve köpeklerin insan gibi beslenmemesini söylemiştik. Kedi ve köpeklerin metabolizması, enzim yapısı, sindirim sisteminin bezsel yapısı ve mukoza tipleri; salgılama ve tolerans konularında kendi aralarında dahi farklılık gösterirken insanlarla aynı gıdaların onlara verilmesi yanlış bir besleme alışkanlığıdır. Kediler her ne kadar evcil denilse de onlar etçil hayvanlardır. Başka gıdalara alışamaz mı alışır. Ancak hayvanın sindirim sistemi yapısı et (protein) sindirecek şekilde yaratıldığından doğası neyi gerektiriyorsa onun yapılması daha uygun olacaktır. Kedilere tavuk baget, pişmiş kırmızı et, balık verirseniz  gayet mutlu olurlar.

Sonuçta bunlar doğal ürünler ve protein kaynaklı ürünler. Köpekler biraz daha insan gibi beslenmeye uygundur. Köpekler tamamen etçil değildir. Evcilleşme, köpekleri karnivor(etçil) yapılarından uzaklaştırmıştır. Her ne kadar böyle olsa da protein ağırlıklı beslemeniz ile bitkisel ağırlıklı beslemeniz arasında gözle görünür farklar olacaktır. Bir köpeği sürekli bitkisel gıda ağırlıklı besledikten uzun süre sonra bir anda hayvansal gıdaya geçerseniz mideleri bunu kabul etmeyecektir ve hayvanınız kusacak ve ishal olacaktır. Ve sizin aklınıza da hemen veteriner hekime götürmek gelecektir.Bunun temel nedeni aslında bütün canlılarda ani değişikliklerin zararlı oluşudur. Canlı metabolizması ve dünyanın bitki, hayvan, protozoa, parazit, bakteri vs. gibi bütün türlerinde geçerli olmak üzere sürekli yapılan işlerin bir anda farklılaşması sistemlerde bozukluklara yol açar. Gıda alırken ani değişimler; mide asitidesi ve bağırsak mikroorganizma florasının değişikliğe adapte olamaması sonucu mide içeriğinin ve bağırsak içeriğinin dışarı atılmasına neden olur. Bu, vücudun kendini korumak için yaptığı bir savunmadır.


Kediler beslenirken de ağırlıklı hayvansal kaynaklı proteinler verilmelidir. Kediler henüz evcilleşmemiştir. Kediler doğalarına daha yakın hayvanlardır. Verdiğiniz ve yiyeceğini düşündüğünüz çoğu şeyi yemezler. Direnirler ve size başka bir şey yok mu der gibi bakarlar. Tabi aç bırakırsanız hepsini yerler çünkü her canlının açlık durumlarında yaşama içgüdüsü diğer fantazi içgüdülerin önüne geçer. Burada üzerinde durulması gereken çiğ gıdaların kesinlikle verilmemesi. Verilmemesi gerekiyor derken çiğ bir gıdadan geçebilecek salmonella clostridium gibi gıdada bulunan bakteriler aklımıza geldiği için hayvanlarımızın bu bakterilerin yaptığı hastalıklara yakalanmamasını amaçlıyoruz.


Yoksa tabiki çiğ gıdalar verebilirsiniz gıdaların içinde bakteri olmadığını ve hayvanınızın savunma sisteminin bu bakterilerle başa çıkabileceğini bildiğiniz sürece. Marketten ve ya kasaptan direk alınmış bir gıdanın bakterilerden korunmasında dikkatli iseniz sizin açınızdan taktire şayan bir davranıştır. Bazı hayvan sahipleri hayvanlarının savunma sisteminin güçlü olduğuna ve hasta olmayacaklarına inanırlar. Eskiden insanlar bir gıdanın bozuk olup olmadığını anlamak için hayvanlarına yedirirlermiş. Eğer hayvana biley olmazsa gıdada bir sorun yok gözüyle bakılırmış. Ancak bu bahsettiğimiz hayvanlar at, inek gibi güçlü hayvanlar. Bizim oet hayvanlarımız o hayvanlar kadar güçlü savunma sistemine sahip değiller. Bu yüzden herhangi bir gıda yüzünden hayvanınızın hasta olma riskini göz önünde bulundurun ve tedbirinizi alın.

Kemik parçası yüzünden kanamaya maruz kalan, bozuk gıdalar yüzünden hastahanelerin acillerine koşan çok hayvan sahibi var. Bozulmuş gıdaları kendisi yemeyip ona bişey olmaz diyerek pet hayvanlarına veren çok insan var.Sokak hayvanlarına biz herşeyi veriyoruz onlara bişey olmuyor bizim kedimize, köpeğimize niye dokunuyor dediğinizi tahmin ediyoruz.Sokakta yaşayan hayvanlar her türden gıdaya alışkın ve her gün dışarıdaki sayısız bakteriye az oranda maruz kalıyorlar. Bu da o hayvanlarda immunoloji terimiyle aktif bağışıklığa neden oluyor. Tıpkı küçükken kızamık geçirmemiş çocukları kızamık olan çocukların yanına götürmek gibi. Normalde yoğun bir saldırıya maruz kalmadan önce az dozda maruz kalarak vücutta o mikropa karşı savunma hücresi üretilmesini sağlıyor. Sizin hayvanınız aktif bağışık olmadığından bir anda gelebilecek yoğun bir enfeksiyona direnemeyebilir. Bu da sonucunda kusma ve ishal ile devam eden gıda kaynaklı hastalıklara sebep oluyor.


  Hekimler size bu uyarıları yaparken gördükleri vakalardan faydalanarak olması gerekenin toplumda yayılmasını amaçlamaktadırlar. Onların uyarıları bazı web sitelerinde yazan yazılardan daha değerlidir. Bir hayvan sahibi iseniz ve köpek, kedi beslemede kendinizi uzman görüyorsanız, sizden daha uzman olan veteriner hekimlere danışmaktan çekinmeyin. Sonuçta bu bir can ve sorumlusu sizsiniz.

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.