Kedi Gençlik hastalığı (feline panleukopenia)

Panlökopeni bütün kedigillerde görülen yaygın bir hastalıktır. Etken köpeklerin parvovirus enfeksiyonuyla aynı familyadandır. Esasen köpeklerin parvovirus enfeksiyonu kedilerin panlökpeni virusundan köken alır. Köpeklerin parvovirusu kedileri asemptomatik(semptomsuz) olarak enfekte etmesine rağmen kedilerin panlökopeni virüsü köpekleri etkilemez.

Bu yazımızdaki fotoÄŸraflar ve sokak hayvanlarına karşı gösterdiÄŸi ilgi ve gayret için @esraninpatileri ‘ne teÅŸekkürler.

BulaÅŸma

Etkenin çevre şartlarına dayanıklı olması nedeniyle gaita, idrar, salya ile direkt ve kontamine gıdalarla hızla bir şekilde ağız-burun yolundan bulaşma ve yayılma gözlenir. Aynı zamanda etkenin plasentayı geçebilmesi fötal enfeksiyonlara neden olur.

Patogenezi

Etken köpeklerin parvovirusu gibi yüksek mitotik aktiviteye sahip olan dokulara affinite gösterir. Hastalık gebeliğin son iki haftası ile doğumdan sonraki iki haftada yüksek risk oluşturur.

GebeliÄŸin ikinci yarısında( özellikle son iki hafta) oluÅŸan enfeksiyonlarda etken geliÅŸimi hızlı olan serebelluma yerleÅŸerek serebellar hipoplaziye  ve abortlara neden olabilir.

Erken neonatal dönemde (ilk 2 hafta)  alının virüs farenks epitellerine yerleÅŸerek tüm vücuda yayılır ilk 7-10 günlük yaÅŸa kadar yine serebellar hipoplaziye neden olur. Timüs ve mezenteryumda da virüs replikasyonu olur.

Daha büyük kedilerde farenks epiteline yerleşen virüs lenf nodüllerine oradanda kana geçer ve bağırsak, lenf yumruları,kemik iliğine giderek hasarlara neden olur.


Bu yazımızdaki fotoÄŸraflar ve sokak hayvanlarına karşı gösterdiÄŸi ilgi ve gayret için @esraninpatileri ‘ne teÅŸekkürler.

Klinik belirtiler

Belirtiler gebelikte ve doÄŸumdan sonra enfeksiyonu almasına göre deÄŸiÅŸir. Aynı zamanda enfeksiyonun perakut, akut, subakut dönemde olmasına  göre farklılık gösterir.İnkoordinaasyon,kusma,kanlı ishal,dehidrasyon,depresyon temel bulgulardır.

Gebelik döneminde enfekte olan yavru zayıf ve güçsüz doğabileceği gibi normalde görülebilir. Ancak yavru yürümeye başladığında koordinasyon bozukları, ataksiler serebellar hipoplaziyi düşündürür.

DoÄŸumdan sonraki enfeksiyonlarda semptomsuz ani ölümler olabileciÄŸi gibi kusma ve takibinde ölüm olabilir. Kusma ve kanlı ishal birlikte olup  buna baÄŸlı olarak ÅŸiddetli dehidrasyon ( su kaybı) , yeme ve içmenin kesilmesi özellikle su kabının yanında durup su içmemesi ve depresyon hali görülür. DiÅŸ etlerinde solgunluk vardır.Tedaviye yanıt deÄŸiÅŸken olmakla birlikte zaten yüksek ölüm oranına sahip bu hastalıkta tedavi edilmeyenler sıvı kaybı, septisemi, damar içi yaygın pıhtılaÅŸmadan(DIC) ölürler.

Tanı

Hasta sahibinin verdiği bilgiler tanıda önem taşır ve devamında klinik muayne , hematolojik bulgular ve laboratuvar testleri kullanılabilir.

1 yaşından küçük ve aşılanmamış kedilerde hastalık göz önünde bulundurulur. Yeme içme, depresyon, ishal, inkoordinasyonlar ve ataksiler anemnez ve klinik bulguda değerlendirilir.

Vakaların büyük çoğunluğunda lökopeni vardır. Lökopeni nötropeniye bağlı olabileceği gibi bütün lökositlerde düşme görülebilir. Total lökosit sayısı dramatik şekilde 1000 2000 lere kadar düşebilir ve bu değerlerde hastalığın seyri (prognoz) kötüdür. Kemik iliği hasarından dolayı eritrosit ve trombosit sayılarında da azalma olabilir.

Laboratuvar testleri olarak hemaglutinasyon, ELİSA, PCR dan yararlanılır.

Koruma kontrol

Aşılama ve hijyen kurallarına uyulmalıdır. 8 ve 12 haftalık yaşta aşıları yapılmalı ve yıllık aşı tekrarları yapılmalıdır.

Virusun kontaminantlarla ve diğer kedilerden bulaşabileceği unutulmamalıdır.Özellikle yavru kedileri diğer kedilerden uzak tutmak gerekir.

Aşısız kedilerin çiftleşmesini ve bir arada olması engellenmelidir.

Klinik olarak iyileşen kedilerin 6 haftta virüsü saçabileceğinden bu süre zarfında başka kedilerle direk ve indirekt temasları önlenmelidir

Tedavi

Virusu öldürecek ilaç bulunmadığından destek tedavi yapılır. Bunun için damar içi sıvılar, kusma önleyiciler, vitamin kompleksleri, sekonder enfeksiyon için antibiyotik uygulaması, uygun sıcaklıkta dinlenmesi, 2-3 günlük yeme içme kısıtlamasından sonra kusmanın azalmasıyla dereceli olarak uygun beslenmeye geçilir.

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir